Sayfalar

Powered By Blogger

7 Eylül 2013 Cumartesi

Frank mccourt-Angela'nın külleri

"Bu korkunç koşulların beni zorlamasıyla,maalesef ,düşmanım olduğunuza inanmak zorunda kaldım"
                                                              William SHAKESPEARE
  Bir çocuğun masum zihnine yazma tutkusunu yerleştiren kelimelerin büyüsüne kapılmasını sağlayan bu cümleydi belki de.Defalarca bu cümleyi tekrarlayıp duran masum fakirlik içinde kıvranan çocuğun hikayesiydi bu..

Bu kitapla küçücük bir çocuğun o masum her şeye rağmen hayat sevinciyle dolu dünyasını yüreğimde hissettim.Ne hayatlar var deriz ya ve bir anlık da olsa bize şükürsüzlüğümüzü ne haddimizi bilmez olduğumuzu hisettirir Frank'in hikayesi de böyleydi benim için.

Hiç bilmediğim hayal dahi edemeyeciğim bir hayat o küçücük çocuğun hayatı..Alkolik bir baba,bezgin sürekli bir çocuk dünyaya getiren bir anne bu yoklukta var olmaya çalışan çocuklar,zatürreden veremden tifodan ölen insanlar,çocuklarına yemek için dilenen anneler,işgüzar rahipler..
1930lar da 40 larda nemli rutubetli ülke İrlanda'da çok acılar yaşandı.Yazarın dediği gibi fakir bir çocuk luk geçirmekten daha da kötü bir şey varsa o da irlanda da fakir katolik bir çocuk olmaktır.
Kitabın arka kapağında bir kaç satırı paylaşmak istiyorum"Geriye bakıp çocukluğumu anımsadığımda nasıl hayatta kalabildiğime şaşarım.Kötü bir çocukluktu;mutlu bir çocukluğun pek kayda değer yanı yoktur zaten."

Bir kez daha gördüm ki din aptalların cahillerin eline bırakılmamalı.Katoliklik gerçekten sapmış olsa da cahillerin elinde daha da bir korkunç hal alıyor.Kendi inancımız için de,kimi insanları soğutan inançtan hep bu cahillikler değil mi?vaftiz edilmeden ölen masum günahsız bir bebeğin cehenneme gideceğini iddaa eden cahilce bir anlayışı Tanrı nın yasası kabul eden bir inanca kim sahip olabilir ki işte gerçek inanç anlamayanlarca yaşanıp anlatılınca sırf vaftiz edilmeden ölen bebeğin cehennemde yanmasını kabul den bir anlayışın bize dayatılması gibi oluyor.
Gerçekten din de bir bililmdir ve bunun iyice anlaşılıp benimsenmesi gerekir.

Kitaba ilk başladığımda hiç bilmediğim duymadığım yerlerin adıyla karşılaşınca neyin ne olduğunu nerenin nereye ait olduğunu şaşırdım.ve yazar tarafından art arda bir isim bombardımanına tutuldum resmen.başlangıcı 2.kez okumak zorunda kaldıktan sonra kim anadır kim babadır kim komşudur öğrenmiş oldum.Kitabı henüz bitirmedim ama aklıma gelmişken bir şeyleri yazayım diye düşndüm
Yahudiler kesinlkle takdire şayan insanlar her ne kadar şimdi zulmetselerde..bence dünya üstünde en etkileyici millet.kitapta sırf bir cümle geçiyordu belki yahudilerle alakalı ama o bir cümle bana bunu düşündürttü.Ama bunu düşünmemde tabiki "yahudi psikolojisi" diye bir kitabı okumuş olmam etkili.kitapta görünce ne yani bu cümleyle mi düşündün etkileyici bir millet olduğunu diyebilirsiniz:D

Limerick hakkında biraz internette dolandım.efendim neymiş bu Limerick denen şehir.Limerick İrlanda'da Shannon nehrinin yanında kurulmuş doğal güzellkleri olan dindar katolik bir şehir.
Nette yazan bir yazıya göre Limerick İrlanda da meğerse en az sevilen bir şehriymiş.bu bilgi kitabı gözümde başka bir boyutta canlandırdı.Bu kadar acı yaşanan bir şehir in az sevilmesi normal tabi ki.Ayrıca bu şehrin çirkin ama bir çok kilisesi varmış


Valla resimelrden bakıldığında fıstık gibi bir şehir nesini sevmiyorlarsa.biz yeşile hasretler için bu yeşiller bozkır gibi bir şey ola ki pek sevilmelerinde etki etmiyo demekki şehirlerin:D


30 Ağustos 2013 Cuma

Blog'a merhaba

Merhabalar

Okuduklarım izlediklerim açıklamalarda da söylediğim gibi anlatmaya değer bulduğum şeylerin kalıcılığını sağlamak amacıyla blog yazmaya başladım..

Her türlü fikre,yaşam tarzına,tercihlere saygılıyımdır.

20'li yaşların başlangıcı kendim hakkında daha çok düşünmeye başladığım bir dönem.Kısaca kendimi tanımaya çalışıyorum Anlatmak öğrenmenin en iyi yoludur derler ya ben de bu şekilde karar verdim bir şeyler yazmaya..

Sevgiler....